siteme hoşgeldiniz
 
  Ana sayfa
  İletişim
  ASTROLOJİ
  EN GEYİK ESPİRİLER
  HİKAYE ÖZETLERİ
  Ziyaretçi defteri
  Bilmeceler
HİKAYE ÖZETLERİ

BEYAZDİŞ

Kitabın Özeti:
Beyaz Diş isimli hikaye annesi köpek, babası ise kurt olan bir hayvanın başından geçen olayları anlatmaktadır. Gri renkli bu yavru mağarada doğar. İlk başlarda annesi ile ve bulunduğu mağara ile sınırlı olan dünyası bir gün annesinden habersiz mağaranın dışına çıkması ile farklılaşır. Mağarada bulunduğu süre içerisinde açlıkla tanışır. Bu sırada babası bir vaşak tarafından öldürülür. Mağaradan dışarı çıktığı gün ilk önce bir yamaçtan yuvarlanır daha sonra bir ağaçkakan’dan korkar, bulduğu bir keklik yuvasında bulduğu yavrulardan birini yemek ister fakat anne keklik bunu engeller en sonunda bir gelincik tarafından gelinciğin yavrusuna zarar verdiği için tam öldürülecekken anne kurt bunu kurtarır. Bütün bunlar hayatın çok kolay olmadığı ve mağaranın dışında amansız bir mücadele olduğunu ona gösterir.
Annesi bir gün bir vaşak yavrusunu mağaraya getirir ve ardından anne vaşak mağaraya gelerek anne kurtla mücadeleye başlar bu mücadeleyi anne kurt kazanır. Zaman zaman Gri Kurt da bu mücadeleye katılır. Bütün bu olanlar ona hayat hakkında bir kurarlı daha öğretir. Bu kural “Ye yoksa yenilirsin” kuralıdır.
Bu yavru daha sonra Gri Kunduz denilen bir Kızılderili tarafından sahiplenildi. Annesi ile birlikte burada bulundu ve kendisine “Beyaz Diş” adı verildi. Burada istemeyerek de olsa itaati öğrendi. Ayrıca Uzun dudak adı verilen bir köpekle sürekli mücadele içerisinde oldu. Gri Kunduz borcu nedeniyle Beyaz Diş’in annesini Üç Kartal’a verdi. Beyaz Diş istemeyerek de olsa annesinden ayrıldı.
Gri Kunduz’un kampındayken bütün köpeklerle mücadele etti, iyice vahşileşmişti. Kendi malını korumasını öğrenmişti. İnsanlarla ilk tanıştığından bu yana onları Tanrı olarak görüyordu ve Tanrı malı olabilmek için özgürlüğünden vazgeçti. Buradaki bütün köpeklere korku veriyordu. Yaşlı bir köpek olan Baseek’i yenmesi ona büyük bir güç vermişti. Bu sırada açlık tehlikesi baş gösterdi. Ama onun kanı kurt kanıydı ve ormanda avlanarak bu olayı çok kolay atlattı. Bir gün annesi ile karşılaştı ama dişi kurtlar kendi yavrularını bir yıl sonra tanımadıkları için annesinden hiç beklemediği bir tepki gördü. Bir çok köpekle dövüştü ve galip çıktı. Ünü iyice yayılmıştı. Burada sürekli kızağı en önden çeken köpek oldu. Gri Kunduz Kolondik ve Davson’a mal götürmüş ve çok kâr elde etmişti. Burada ilk defa beyaz insanları gördü. Onlar çok farklı bildi. Bu beyaz insanlardan biri olan Güzel Smith tarafından Gri Kunduz’dan çok ucuz fiyata alındı. Çünkü Gri Kunduz parasının hepsisini harcamıştı onu Güzel Smith’e satmak zorunda kaldı.
Güzel Smith Beyaz Diş’i çok dövüyordu. Birkaç defa Gri Kunduz’a kaçtı ama tekrar geri alındı. Bir çok köpekle para uğruna dövüştürüldü. Güzel Smith bu işten çok para kazanmıştı. Burada adı “Kavgacı Kurt” olmuştu. Bir gün bir buldog cinsi köpek tarafından öldüresiye hırpalandı, tam öleceği sırada bir maden uzmanı W. Scott tarafından kurtarıldı. W. Scott Güzel Smith’ten köpeği zorla 150 dolara aldı. Güzel Smith köpeği kaçırmak istedi ama başarılı olamadı. Matt de W. Scott’ın yanında çalışan bir işçiydi. Beyaz Diş ilk başlarda herkese karşı çok vahşiydi hatta W. Scott’ın elini bile ısırdı. Daha sonra W. Scott’ı çok sevdi, ona karşı daha önce hiç tatmadığı sevgi ve bağlılık duygularını yaşadı. W. Scott’ın yanından ayrılmasıyla ilk defa hayatında hastalandı.
W. Scott işleri dolayısıyla California’ya gitti yanında Beyaz Diş’i de götürdü. Ama içinde bir tedirginlik vardı çünkü onun çevresine karşı saldırgan davranmasından korkuyordu. İlk önce Collie adı verilen bir çoban köpeğiyle daha sonra bir tazıyla en son olarak da çocuklarla anlaşmakta güçlük çekti ama onlara da alıştı. Scott, bir gün attan düşüp çayırda bacağını kırdı Beyaz Diş eve gidip yardım getirdi. Bu olaydan sonra Vista halkı tarafından çok sevildi.
O günlerde gazeteler San Quentin cezaevinden kaçan bir suçluyu yazıyordu. Bu suçlu Jim Hall’dı. Scoot eskiden yargıçtı tam emekliliğe yaklaşırken onu hapse mahkum etmişti polislerin bir hilesi sonucu suçlanmış ve hapse atılmıştı. W. Scott’ın bundan haberi yoktu. Jim Hall yargıçtan intikam alacağına dair mahkemede onu tehdit etmişti. Jim Hall bir gece silahla Scott’ın evine geldi ama Beyaz Diş bunu fark etti ve boğuşmaya 
başladılar. Boğuşma sonunda Jim Hall ölmüştü ama Beyaz Diş de yaralanmıştı. Bu olaydan sonra adı “Kutsal Kurt”a çıktı ve herkes onu çok sevdi. Artık hayat onun için 
YAPRAK DÖKÜMÜ
Kitabın Özeti:
Ali Rıza Bey, hayatını memuriyetle devam ettiren, namusuna ve ahlaka son derece düşkün beş çocuklu bir ailenin babasıdır. Trabzon’da çalıştığı bir iş yerinden ayrıldıktan sonra İstanbul’a gelip Bağlarbaşı’ndaki babadan kalma eve yerleştiler. Bir süre işsiz gezdikten sonra, Muzaffer adındaki eski öğrencisinin ona sağladığı imkanla işe girer.Her şey kızları Leyla ve Necla’nın arkadaşları olan Leman’ın Ali Rıza Bey’den iş istemesiyle başlar. Ali Rıza Bey Leman’a çalıştığı yerde bir iş bulmuştur; fakat Leman bir süre sonra patronu Muzaffer Bey’le bir ilişki yaşar ve hamile kalır. Ali Rıza Bey bunu duyunca kendini suçlar ve Muzaffer Bey’den Leman ile evlenip onun namusunu temizlemesini ister.Patronu bunu kabul etmeyince Ali Rıza Bey bu olayı gururuna yediremeyip işten ayrılır. Daha sonra oğlu Şevket’in bir iş bulduğunu öğrenince bir parça sevinmiştir. Fakat bir süre sona Ali Rıza Bey’in karısı Hayriye Hanım ve kızları Necla ile Leyla artık eve para getirmediği için ona saygı duymuyorlar ve onu aşağılıyorlardır. Bir gün, Şevket işyerinde evli bir kadınla ilişkiye girdiğini ve o kadınla evlenmek istediğini söyler. İlk başta Ali Rıza Bey bu olaya itiraz etse de daha sonra Şevket’in Ferhunde ismindeki kadını ne kadar çok sevdiğini görmüştür. Fakat, gelin Ferhunde eğlenceye ve modern hayata alışkın biridir ve evde gece toplantıları yapılmaya başlanır. Evin ortanca kızları olan Necla ve Leyla’nın eğlenceye ve lükse olan düşkünlükleri artar.Böylelikle Ferhunde’nin evdeki hakimiyeti iyice artar. Evin en büyük kızı olan Fikret bu olanlara daha fazla dayanamayacağını anlar ve Adapazarı’nda yaşayan bir adamla adamın çocuklarına bakma koşuluyla evlenmeye karar vermiştir. Fikret’in evden gidişiyle daldaki yapraklardan biri kopar. Şevket’in kazandığı para ve Ali Rıza Bey’in emekli maaşı evde yapılan eğlencelere harcanmaktadır. En sonunda elde hiçbir şey kalmaz. Şevket çareyi çalıştığı bankadan zimmetine para geçirmekte bulur. Aldığı parayı yerine koyamayınca hapse girer. Böylelikle dalın ikinci yaprağı da kopar. Ferhunde bu hayat daha fazla dayanamayacağını söyleyerek evi terk eder. Bunun sonucunda üçüncü yaprak da kopmuş olur. Daha sonra Necla da kendini zengin gösteren bir Suriyeli adam ile evlenir. Fakat mutlu değildir ve babasından yardım istemek için mektup yollar. Ali Rıza Bey ise onun bu isteğini reddeder ve yaşamına devam etmesini söyler. Böylece dalın dördüncü yaprağı da kopar. Leyla zengin bir avukatın metresi olur ve Ali rıza Bey bunu bir arkadaşından öğrenir. Namusuna düşkün olan Ali Rıza Bey Leyla’yı evden kovar . Leyla avukatın Taksim’de tuttuğu eve yerleşir. Böylece dalın son yaprağı da kopmuş olur. Nihayetinde Ali Rıza Bey Leyla’nın eve gelmesini kabul eder ama kendisi evden ayrılacaktır. Adapazarı’nda olan kızı Fikret’in yanına gider ve Fikret’in orada mutsuz olduğunu görür. Kocası ve üvey çocuklarıyla arası iyi değildir. Bunu gören Ali Rıza Bey İstanbul’a geri döner ama birkaç gün eve gitmez. Daha sonra hasta olur ve eski bir arkadaşı sayesinde hastaneye kaldırılır. Bir gün Hayriye Hanım ve kızı Leyla hastaneye gidip onu alırlar ve Taksim’deki eve giderek yaşamlarına orada devam ederler.
MADAM BOVARY

KİTAP ÖZETİ:

Charles Bovary, orta halli bir ailenin oğludur. Annesi oğluna ne kadar düşkünse babası da o kadar ilgisizdir. Annesinin kendisine düşkünlüğü nedeniyle arkadaşlık ilişkilerinde zorluk çeker ve annesi onu sürekli yönlendirmektedir. Charles annesini baskısıyla tıp okur ve dul bir kadınla evlenir. Kısa bir süre sonra Charles’ın hasta karısı ölür. Bu arada Charles bir çiftlikte Rouault Baba’ya bakmaktadır. Bu çiftlikte tanıştığı Roualut Baba’nın kızı Emma ve Charles arasında bir yakınlaşma başlar ve evlenirler. Emma Bovary, zengin olma hayalleriyle yıllar geçtikçe

bunalıma girer. Charles karısı için çok üzülmektedir ve hava değişikliğinin iyi geleceğini düşünerekten Yonville’e taşınmaya karar verirler. Başta çok mutlu olan evlilikleri Emma Bovary’nin avunmaması nedeniyle gittikçe kötüleşir. Zengin olma hayalleri onu mutsuzluğa itmektedir.

Güzelliğinin yanında iyi bir eğitim alması ve terbiyesi ile çevresindekileri etkilemeye başlar. Genç ve yakışıklı Leon da bunların arasındadır,ama Madam Bovary’den beklediği karşılığı bulamaz ve böylece Yonville’i terk eder. Kısa bir süre sonra Emma, Rodolphe adlı bir adama aşık olur ve onunla ilişkiye girer. Rodolphe için her tür fedakarlığı göze alır ve o kadar çok para harcar ki, son olarak elinde sadece imzaladığı senetler kalmıştır. Bu ilişki Emma’ya zarar vermeye başlamıştır. Rodolphe Emma’yı terk eder ve Emma Bovary ciddi bir bunalıma girer. Charles karısını iyileştirmek için her türlü çareye başvurmuştur; fakat sonuç alamamıştır. Ödenmeyen senetler sonucunda evlerine haciz konur. Bu acılara dayanamayan Emma Bovary ilaç içerek intihar eder. Charles Bovary de karısının acısına dayanamaz ve kısa bir süre sonra o da ölür.
GÜLİVERİN GEZİLERİ

KİTAP ÖZETİ:

Macera tutkusuyla yola çıktığı geminin batmasıyla minik insanlar ülkesine düşen Gulliver; ilk yolculuğunda Lilliput’lulara yardım etmesine karşılık, onların düşmanı olan Blefuscudia ülkesi insanlarını tamamen Lilliput’luların kölesi yapmadığı ve karşı tarafın donanmasını ellerinden aldığı için ölüm tehlikesiyle karşı karşıya gelir. Zorlukla İngiltere’deki evine dönen Lemuel, yeniden değişik heyecanlar yaşamak isteğiyle dolunca bu kez Hindistan’a gitmek amacıyla “serüven” adlı bir gemiye biner. Gemi yolda kaybolarak bir sahile çıkarlar. Gulliver, diğer yolcu ve gemicileri de kaybederek kendisini devler ülkesinde bulur. Burada bir köylü kendisini farkedip alarak evine getirir ve dokuz yaşındaki kızı Glumdalclitch’i eğlendirmesi için alıkoyar.
Brombdingnag ülkesindeki devler, Lilliput halkına karşıt, kaba ve hoyrat insanlardır. Glumdalclitch’in babası Gulliver’i diğer devlere kafes içinde sergileyerek para kazanma hevesindedir. Birgün adam onu kraliçeye satar. Gulliver küçüklüğünden dolayı ezilme, farelere yem olma gibi çeşitli tehlikeler içinde yaşamaktadır. O ülkeden de kaçmayı başaran Lemuel, ülkesine döner ama yine birgün yollara düşecektir: Bu kez korsan saldırısına uğrayan gemisinden alınıp tek başına bir sandalla denizin ortasına bırakılır. Zorlukla çıkabildiği Barnibaldi adlı uçan adada yaşayan Laputa ülkesinin insanları hayatta sadece iki şeyle ilgilenmektedir: müzik ve matematik. Burada da giysileri vücutlarına uymayan, evleri ters duran normal boyuttaki insanların yaşadığı soyut bir dünyanın içinde bulur kendisini. Bu dünyada her şey tersine işlemektedir. Bu ülkede de çeşitli serüvenler yaşayan Lemuel Gulliver sonunda insanlardan soğumaya, giderek nefrete dönüşen bir tepki duymaya başlar. Onu, bu düşüncelerinden Kaptan Mendez’in sabırlı tutumu kurtaracaktır

 
  UMARIM SİTEMİ BEĞENİRSİNİZ YAPMAMI İSTEDİĞİNİZ DEĞİŞİKLİKLER VEYA EKLEMELER VARSA ZİYARETÇİ DEFTERİNDEN BANA ULAŞABİLİRSİNİZ  
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol